Değerli Öğrencilerim,
Sizler sadece bir fakülteye değil; aynı zamanda hukukî düşüncenin derinliğine, adalet yolculuğunun kalbine, ülkemizin köklü akademik geleneklerinden birisine ve etik sorumluluğun kalesine hoş geldiniz! Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi; bilginin sadece aktarılmayıp yoğurulduğu, sorgulandığı ve karaktere dönüştüğü yerdir. Size burada sadece bir meslek öğretilmemekte; bir hafıza ve duruşun mirası da bırakılmaktadır. Dokuz Eylül Hukuk; sadece derslerin işlendiği bir yer değil, hukukun yaşayan bir değer olduğu, vicdanla aklın, gelenek ile modern yaklaşımın, teoriyle pratiğin buluştuğu ve bağdaştırıldığı bir ekoldür.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, sıradan bir eğitim kurumundan öte derinliğe inen bir düşünce ocağı, zihinsel bağımsızlığın ve ahlaki sağlamlığın okuludur. Burada öğreneceğiniz her madde, her ilke, yalnızca bilginizi değil, karakterinizi de yoğuracaktır. Çünkü gerçek hukukçu; sadece bilen değil, doğruyu gören, yanlışa direnen, güce eğilmeyen kişidir. Burada kazandığınız bilgiler, sadece sınavlar için değil; insan onurunu korumak, toplumu dönüştürmek ve aynı zamanda tarihe karşı sorumluluk taşımak içindir. Biliniz ki, hakikat her zaman güçlü olanın sesi değildir, bazen o en zayıfın fısıltısında saklıdır. Hukukçu, o fısıltıyı duyan ilk kişidir.
15 Kasım 1978’te kurulan Fakültemiz, Türkiye’de kamu ve özel hukuk alanlarında öncü çalışmaları ile dikkati çeken, köklü akademik tarihi geçmişe sahip, ülkemizin yüksek nitelikli en saygın akademik kadrolarından birine ev sahipliği yaparak öğrenci ve akademisyen yetiştirmektedir. Binlerce mezun vererek ülkemizin adalet sistemine kalıcı katkılar sunmaktadır. Dokuz Eylül Hukuk, sadece geçmişiyle değil; taşıdığı sorumluluk bilinciyle de büyük bir fakültedir. Mezunlarımız yıllardır, Türkiye’nin adalet sistemine Anayasa Mahkemesi’nde, Yargıtay’da, Danıştay’da, uluslararası kurumlarda, kamu, özel kurum ve kuruluşlarda, noterlerde, bakanlıklarda, belediyelerde, hukuk ofislerinde veya serbest çalışan olarak kamu hizmetlerinin yürütülmesine katılmışlardır.
Fakültemiz koridorlarında yalnızca ayak sesi değil, hukukun sesi de yankılanır. “Bir gün bir kalem tutacaksın. O kalemle yazdığın, yalnızca bir dilekçe değil; bir çocuğun hayatı, bir işçinin onuru, bir annenin bekleyişi olacak” ve o gün geldiğinde, ellerin titremesin diye buradayız. Fakültemizde hocalar sadece ders anlatmaz; ufuk da açar. Aynı zamanda zihninizin de mimarisine çalışırlar. Neyi reddediyoruz? Fakültemizde diplomaya indirgenmiş hukuk anlayışını, kuru ezberi, insansız kanunları, vicdansız kariyer hırsını reddediyoruz. Burada alacağınız eğitim, sizi yalnızca iyi bir hukukçu değil, ahlaklı bir karar verici, ilkeli bir yurttaş, güçlü bir entelektüel ve iyi bir insan yapmayı hedefler.
Burada size “ne düşüneceğiniz” değil, “nasıl düşüneceğiniz” öğretilir. Yorumlamayı, sorgulamayı, bir metnin ardındaki sessizleri duymayı öğrenirsiniz. Ezberci değil, eleştiren ve yönlendiren bir hukuk anlayışı edinirsiniz. Her ders, aynı zamanda etik, siyaset ve insanlık soruları içerir. Fakültemizde geniş bir seçmeli ders seçeneği de bulunmaktadır. Uygulamalı eğitim, münazaralar, seminerler, vaka analizleri ve dava simülasyonları da yapılmaktadır. Barolar, mahkemeler ve hukuk bürolarıyla kurumsal iş birliklerimiz de mevcuttur. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Erasmus ve Farabi değişim programları kapsamında birçok üniversiteyle iş birliği yapmaktadır. Fakültemizde yabancı dilde hukuk dersleri de verilmekte ve uluslararası hukuk yarışmalarına ve kurgusal duruşma yarışmalarına katılım desteklenmektedir. Öğrencilerimiz, kütüphanemiz ve kapsamlı dijital kaynaklarımız aracılığıyla ulusal ve uluslararası hukuk literatürüne erişebilmektedir. Derslerin yanı sıra, çok sayıda hukuk fakültesi kulübü anlamlı sosyal ve sportif etkinlikler düzenlemekte ve fakültemiz temel hukuk eğitiminin bütünlüğünden ödün vermeden bu etkinliklere katılımı teşvik etmektedir.
Fakültemiz, güçlü akademik kadrosu, nitelikli yayınları, zengin kütüphanesi, Erasmus ve uluslararası değişim olanakları, güncel müfredatı ve eleştirel düşünceyi teşvik eden sınıf ortamlarıyla, sizlere sıradan bir diploma değil, karakter inşa eden bir yolculuk sunar.
Ulu önder Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, hukukun kendisi için de yol göstericidir. Mevzuat ve uygulamanın yorumlanmasında birer anlam haritasıdır. Sizlerden beklentimiz, bu haritaları vicdanla, özgürlükle ve insan onuruna saygıyla okumayı sürdürmenizdir.
Sizden tek bir şey istiyorum: Sadece iyi bir hukukçu değil, aynı zamanda iyi bir insan olunuz! Sözünüzle yaralamayın, bilginizle kibirlenmeyin, gücünüzle ezmeyin. Çünkü hukukçunun onuru bilgide değil; bilginin adaletle birleştiği yerdedir.
Sizin kaleminiz, yalnızca dilekçe değil; bazen bir çocuğun geleceği, bazen bir annenin duası, bazen bir mazlumun son umudu olacaktır. Her birinizin kendi yolculuğunda güçlü, merhametli, zihni berrak, donanımlı ve onurlu birer hukukçu olmasını diliyorum.
Saygılarımla
Prof. Dr. Oğuz SANCAKDAR
Dekan V.